Alacaklı: Revizyonlar arasındaki fark

WikiKod sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
"'''Alacaklı''', bir borç ilişkisinde edimin (örneğin para, mal veya hizmetin) kendisine yerine getirilmesini isteme hakkına sahip olan kişidir. Yani borç ilişkisinin '''hak sahibi''' tarafıdır. Borçlu ise, bu edimi yerine getirmekle yükümlü olan taraftır. Alacaklı, hukuk düzeni tarafından korunan bir talep hakkına sahiptir; borçlu yükümlülüğünü yerine getirmezse, alacaklı devletin cebrî icra gücünden yararlanarak h..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu
 
Değişiklik özeti yok
 
1. satır: 1. satır:
'''Alacaklı''', bir borç ilişkisinde edimin (örneğin para, mal veya hizmetin) kendisine yerine getirilmesini isteme hakkına sahip olan kişidir. Yani borç ilişkisinin '''hak sahibi''' tarafıdır. [[Borçlu]] ise, bu edimi yerine getirmekle yükümlü olan taraftır. Alacaklı, hukuk düzeni tarafından korunan bir talep hakkına sahiptir; borçlu yükümlülüğünü yerine getirmezse, alacaklı devletin [[cebrî icra]] gücünden yararlanarak hakkını '''icra veya dava yoluyla''' tahsil edebilir.
'''Alacaklı''', bir borç ilişkisinde edimin (örneğin para, mal veya hizmetin) kendisine yerine getirilmesini isteme hakkına sahip olan kişidir. Yani borç ilişkisinin '''hak sahibi''' tarafıdır. [[Borçlu]] ise, bu edimi yerine getirmekle yükümlü olan taraftır. Alacaklı, hukuk düzeni tarafından korunan bir talep hakkına sahiptir; borçlu yükümlülüğünü yerine getirmezse, alacaklı devletin [[cebrî icra]] gücünden yararlanarak hakkını '''icra veya dava yoluyla''' tahsil edebilir.


Alacaklı sıfatı, yalnızca borç sözleşmelerinde değil, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme veya mahkeme kararı gibi farklı hukuki sebeplerden de doğabilir. Örneğin bir kiralayan, kiracısına karşı kira bedeli alacaklısıdır; bir banka, kredi borçlusuna karşı alacaklıdır; bir işçi ise ödenmeyen maaşı için işverene karşı alacaklı durumundadır. Bu alacaklar, yazılı sözleşmelere, senetlere veya mahkeme kararlarına dayanabilir.
Alacaklı sıfatı, yalnızca borç sözleşmelerinde değil, [[Haksız fiil|haksız fiil,]] [[sebepsiz zenginleşme]] veya mahkeme kararı gibi farklı hukuki sebeplerden de doğabilir. Örneğin bir kiralayan, kiracısına karşı kira bedeli alacaklısıdır; bir banka, kredi borçlusuna karşı alacaklıdır; bir işçi ise ödenmeyen maaşı için işverene karşı alacaklı durumundadır. Bu alacaklar, yazılı sözleşmelere, senetlere veya mahkeme kararlarına dayanabilir.


Alacaklının hakkını korumak için başvurabileceği yollar hukuk düzeninde açıkça belirlenmiştir. Borçlu borcunu süresinde ödemezse, alacaklı '''icra dairesine başvurarak''' borcun tahsilini talep edebilir. Gerekirse borçlunun mallarına haciz konulur veya iflas yoluna gidilir. Bununla birlikte alacaklının da hakkını kötüye kullanmaması gerekir; örneğin haksız veya aşırı talepler, borçlunun kişisel haklarını ihlal edemez.
Alacaklının hakkını korumak için başvurabileceği yollar hukuk düzeninde açıkça belirlenmiştir. Borçlu borcunu süresinde ödemezse, alacaklı '''icra dairesine başvurarak''' borcun tahsilini talep edebilir. Gerekirse borçlunun mallarına haciz konulur veya iflas yoluna gidilir. Bununla birlikte alacaklının da hakkını kötüye kullanmaması gerekir; örneğin haksız veya aşırı talepler, borçlunun kişisel haklarını ihlal edemez.


Sonuç olarak alacaklı, borç ilişkisinin '''haklı tarafı''' olup, hukuk düzeni tarafından hem özel hukukta hem de icra-iflas hukukunda güçlü biçimde korunur. Bu koruma, ekonomik düzenin güven içinde işlemesini sağlayan temel taşlardan biridir.
Sonuç olarak alacaklı, borç ilişkisinin '''haklı tarafı''' olup, hukuk düzeni tarafından hem özel hukukta hem de icra-iflas hukukunda güçlü biçimde korunur. Bu koruma, ekonomik düzenin güven içinde işlemesini sağlayan temel taşlardan biridir.

11.24, 11 Kasım 2025 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Alacaklı, bir borç ilişkisinde edimin (örneğin para, mal veya hizmetin) kendisine yerine getirilmesini isteme hakkına sahip olan kişidir. Yani borç ilişkisinin hak sahibi tarafıdır. Borçlu ise, bu edimi yerine getirmekle yükümlü olan taraftır. Alacaklı, hukuk düzeni tarafından korunan bir talep hakkına sahiptir; borçlu yükümlülüğünü yerine getirmezse, alacaklı devletin cebrî icra gücünden yararlanarak hakkını icra veya dava yoluyla tahsil edebilir.

Alacaklı sıfatı, yalnızca borç sözleşmelerinde değil, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme veya mahkeme kararı gibi farklı hukuki sebeplerden de doğabilir. Örneğin bir kiralayan, kiracısına karşı kira bedeli alacaklısıdır; bir banka, kredi borçlusuna karşı alacaklıdır; bir işçi ise ödenmeyen maaşı için işverene karşı alacaklı durumundadır. Bu alacaklar, yazılı sözleşmelere, senetlere veya mahkeme kararlarına dayanabilir.

Alacaklının hakkını korumak için başvurabileceği yollar hukuk düzeninde açıkça belirlenmiştir. Borçlu borcunu süresinde ödemezse, alacaklı icra dairesine başvurarak borcun tahsilini talep edebilir. Gerekirse borçlunun mallarına haciz konulur veya iflas yoluna gidilir. Bununla birlikte alacaklının da hakkını kötüye kullanmaması gerekir; örneğin haksız veya aşırı talepler, borçlunun kişisel haklarını ihlal edemez.

Sonuç olarak alacaklı, borç ilişkisinin haklı tarafı olup, hukuk düzeni tarafından hem özel hukukta hem de icra-iflas hukukunda güçlü biçimde korunur. Bu koruma, ekonomik düzenin güven içinde işlemesini sağlayan temel taşlardan biridir.