İcra ve İflas Hukuku: Revizyonlar arasındaki fark

WikiKod sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
"İcra ve İflas Hukuku, borçlunun borcunu yerine getirmemesi durumunda alacaklının hakkını devletin zor kullanma gücüyle elde etmesini sağlayan hukuk dalıdır. Bu alan, özel hukukun bir parçası olup, borç-alacak ilişkilerinde adaletin ve ekonomik düzenin korunmasını amaçlar. Temel dayanağını 1932 tarihli '''İcra ve İflas Kanunu''' oluşturur. Bu kanun, hem bireysel alacakların icra yoluyla tahsilini hem de borçlunun tüm malvarl..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu
 
(Fark yok)

10.06, 11 Kasım 2025 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

İcra ve İflas Hukuku, borçlunun borcunu yerine getirmemesi durumunda alacaklının hakkını devletin zor kullanma gücüyle elde etmesini sağlayan hukuk dalıdır. Bu alan, özel hukukun bir parçası olup, borç-alacak ilişkilerinde adaletin ve ekonomik düzenin korunmasını amaçlar. Temel dayanağını 1932 tarihli İcra ve İflas Kanunu oluşturur. Bu kanun, hem bireysel alacakların icra yoluyla tahsilini hem de borçlunun tüm malvarlığının toplu şekilde tasfiyesini (iflas) düzenler.

İcra hukuku, bir mahkeme kararına veya belgeye dayanarak borçlunun malvarlığına el konulması ve alacağın tahsil edilmesi sürecini kapsar. İcra dairesi bu işlemleri yürütür ve devletin cebrî icra gücünü temsil eder. Örneğin, kira bedelinin ödenmemesi, senet borcunun tahsil edilmemesi veya mahkeme kararının yerine getirilmemesi durumlarında alacaklı icra yoluna başvurabilir. Bu süreçte borçluya ödeme emri gönderilir, mal beyanı istenir ve gerekirse haciz işlemleri yapılır.

İflas hukuku ise ticari nitelikteki borçluların, özellikle tacirlerin, borçlarını ödeyemez hâle gelmesi durumunda devreye girer. İflas, borçlunun malvarlığının toplu olarak tasfiye edilmesi ve alacaklıların eşit biçimde pay almasını sağlayan bir mekanizmadır. Bu süreçte mahkeme gözetiminde iflas masası oluşturulur, mallar paraya çevrilir ve elde edilen gelir alacaklılara paylaştırılır.

İcra ve İflas Hukuku’nun temel amacı, borçların cebrî tahsilinde adalet, eşitlik ve ekonomik istikrar ilkelerini gözetmektir. Alacaklının hakkı korunurken borçlunun da insan onuruna uygun şekilde muamele görmesi güvence altına alınır. Bu yönüyle bu hukuk dalı, bireysel çıkarla toplumsal düzen arasındaki dengeyi sağlayan bir adalet aracıdır.